12 Ekim 2008 Pazar

Kalp krizi


Herkes kalp krizinin yaşını başını almış kimselerin başına geleceğini düşünür. Ancak son zamanlarda bu sebeple ölen çok sayıda genç insan oldu. Üstelik bunların bir kısmı sporcu. Yani vücuduna layığıyla bakmış kimseler. Sonuç olarak bir krizin bizi de vurmayacağının garantisi yok -Allah korusun-.
Peki neler biliyoruz kalp krizi hakkında? Genelde insanlar yalnızken kriz vurur. Tabii ki bunun yalnız olmakla alakası yok. Ama sonu ölümle biten krizler tabiki insanlar yalnızken yaşadıklarından dolayı oluyor. Etrafta birileri varken zaten gönül rahatlığı ile kriz geçirebilirsiniz (!).
Peki yalnızken yakalandığımızda neler yapmalıyız. Birden kolunuzda ve göğsünüzde şiddetli bir ağrı hissettiyseniz bu bir kalp krizidir. En geç 10 saniye içinde bilincinizi yitirirsiniz. Bu da hiç bir şekilde sizin yararınıza olmaz. 10 saniye içinde kendinizi kurtardınız kurtardınız sonrası Allah Kerim...
Şiddetli ağrıyı hissettiğiniz anda öksürmeye başlamanız gerekiyor. Hem de öyle bir öksürmeniz gerekiyor ki Yeşilçam filmlerindeki veremliler gibi. Sanki akciğerleriniz fazla gelmeye başlamış dışarı çıkartmaya çalışıyormuş gibi. Bu öksürükleri ta ki kalp atışınız eski haline dönene ya da birisi sizin yardımınıza gelene kadar devam ettirin. Bildiğimiz üzere kalp krizinin sebebi kalp damarlarının tıkanmasıdır. Öksürmek ciğerleri oksijen ile doldurur ve kalbe tazyik yaptırır. Bu da tıkanıklığın açılmasını kolaylaştırır. Tabiki öksürmek sizi tamamiyle kurtarmaz ama en azından profesyonel yardım alana kadar bilincinizi açık tutar. Herkesin canı bir tane sonuçta. Bilenler bilmeyenlere anlatsın...

Hiç yorum yok: