1 Mart 2009 Pazar

Kolbastı


Metal yahut klasik müzik dinlemediğim zamanlarda,kuzuluğun getirdiği manik depresivitede türkülerde ararım kendimi.Kah ,saf aşkın artık dillere dökülemediği günümüz şarkılarına ah eder, çareyi türk sanat müziğinde arar, hüzünlenirim,kah da neşeli türkülerde yerimde duramaz oynar keyiflenirim.Bu kimi zaman bir harmandalı,kimi zaman trakya karşılaması olarak vücud bulur.Yıllar öncesinden taşınan bu figürleri büyük bir hayranlıkla izler,birgün bizlerin de yıllar öncesi zamanda çekimlenen yüklemlerden oluşacağımız durumu hayal ederek,bir şeyler bırakamama üzüntüsüne düşer-dim,taaa ki şu aralar en çok yüklenen ve izlenen videolar arasına giren “kolbastı”yı öğrenene kadar.
İlk kez, Kurt’tan duyduğum bu oyuna günler geçtikçe her televizyon kanalında rastlar oldum.”Yeni bir oyun doğuyor işte”,diyerek erken vardığım bu kanı,yaptığım bikaç bilgi tırtıklamasıyla asıl yüzünü gösterdi.Yeni dediğimiz bu hareketler,meğer Cumhuriyet’in ilk yıllarına dayanıyormuş.Hikayesi de,hareketlerin kendisi gibi garip: alkollü içkinin yasak olduğu yöre delikanlılarının yaptığı kaçamak,kolcular tarafından baskına uğradığı olurmuş.Sarhoş hali ,kamufle etme olarak anlaşılmasın sakın.1934’te Türk müziğinin yasak olduğu yıllarda,yapılan baskınlar sırasında, batı müziği dinler ve oynar havası verilmek istenmiş.(İşte alkol burada devreye giriyor olsa gerek).Rap ve teknodaki hareketlere yeni türk usülü geliyor dediğim bu hareketler, meğer Batı’dan esinlenerek doğmuş zaten.(bknz:güzel bir protesto videosu)
Ve şarkıların, her haliyle,tarihi ve gününün duygusunu taşıdığına birkez daha şahit olmak,müziğe olan hayranlığımı bir kat daha arttırmış oldu böylelikle...

Hiç yorum yok: