27 Eylül 2009 Pazar

Ben de özledim ben de


Pazartesi kuzuyla açılıyor okulumuz. Yaz tatilinin - her ne kadar pek de tatil olmasa da- bir çırpıda geçip gitmesi sevindiriyor beni. Evet yanlış okumadınız sevindiriyor. "Manyak işte" diyen tespit insanları okumasınlar yazının devamını. -Bak bak nası da gidio eli çarpıya rezil!-. Bilmiyorum yazı nasıl değerlendirdiniz ama benimkisi sürekli bir ne yapacağını bilememe rezaleti ile geçti. Çünkü şöyle bir düşünüyorum; İş yok güç yok-hadi buna şükür edelim bu noktada. staj gösterdi ki sabah 9 akşam 6 olayı hiç bize göre değil-. Sabah uyanmak için bir sebep yok. Tatil işte deniz kum güneş diyebilirsiniz. Yahu çocuk muyuz cabala cubala yüzelim, manken miyiz sabah akşam güneşlenelim. Bir çekiciliği yok açıkçası. Eee elde avuçta da yok zaten gidelim güzel yerler görelim. Sonuçta elde kalan ne yapacağı konusunda fikir sahibi olmayan bunu yerine eline çuvalla vakit verilmiş bir garip. Öyle olunca bir şeye sardıramıyorsunuz bir türlü. Düzen olmuyor her şeyden önce. Her gün bir film izliyeyim diyorsunuz. İlk bi kaç film hadi güzel. Ama sonrası o kaliteyi yakalayamazsa ahanda bu aktivite de s.çtı. Düzensiz hayata geri dönüş. Bi sabah 10 da kalkıyorsun bi sabah 12 bi sabah kalkmıyorsun çünkü hiç yatmamışsın -u know what i mean ;)-. Ben bezmiştim bu düzensizlik karmaşasından.

Eee düzen geldi de dersleri de beraberinde getirdi. Rayına oturmuş bir hayatın verdiği hazzı bir çırpıda sildi değil mi dersler. Ne yazıkki çaresi yok. Tek söyleyebileceğim gülü seven dikenine katlanır. Düzeni sevelim ama monotonluğa çevirmeden...

Hiç yorum yok: