26 Nisan 2009 Pazar

Aya Yorgi


Büyükada'yı tepeden izleyen mabet,Aya Yorgi.İbadet edilen yerlerin gökyüzüne olabildiğince yakın olması,belki yaradana yakınlaşma,belki de çıkılan yolda çekilen cefanın kurban edilişi sebebiyledir.Ama hep gözden ıraktır.İnsanın içine dönmesinin kolay olduğu mekanlardadır.
23 nisanı fırsat bilip,gezmek için Büyükada'yı seçtiğimiz gün,hristiyanların bayramlarını kutlamak için Aya Yorgi'ye çıktıkları gün olduğunu öğreniyoruz.Çeşitli dilek yöntemleriyle(ağaca çaput bağlama,kiliseye çıkan yolda bir makaradan ip çözerek ve bu görevi konuşmadan yerine getirme vb..) edilen duaların kabul olacağına inandıkları günmüş.Biz de adayı tepeden seyretme ve beraberinde bu çoşkuyu yakından fotoğraf karelerine sığdırabilmek adına tutuyoruz Aya Yorgi'nin dik yokuşlu yolunu.Öyleki vapura yetişmek için belkide 25~30 dk süren yolu hızlı bir tempoyla 15dk da tamamlıyoruz.Kilise gözükür gözükmez,bizi 6~7 kişilik bir müzik grubuyla,karşısında "dua edilir" yazan dövizler ellerinde ve yarımyamalak türkçeleriyle dövizi tekrarlayan kişileri görüyoruz.Bir grup da "sizi seviyoruz" cümleciğiyle ilginç aksanını, broşurlerle sunuyor. Kiliseden koşar adımlarla yukarıdaki gibi kareler koparıp,güneşin bulutlar ardından çıkmaya başladığa sevinerek,vapura yetişmek için bir faytona atlayarak ada gezimizi sonlandırıyoruz.
Bulutlarla başladı gün.Dilekleri kabul olsun diye Aya Yorgi'ye ulaştı inananlar.Halbuki Güneşin açtığı her gün,dünyada gerçeği değil güzelliği arayanların bayramıydı.ve gün güneşli bitti.

1 yorum:

Jordi Metal dedi ki...

Ah Büyükada'm seni o kadar çok özledim ve hatta Aya Yorgi manzarasından İstanbul'un ayaklarımın altına serip kafa olmayı bile özledim.